1.Üreteropelvik bileşke obstrüksiyonu nedir ?
Üreteropelvik bileşke obstrüksiyonu (UPB) böbrekten sidik kesesine giden boruya(üretere) idrar geçişinde meydan gelen yetersizlik olup, doğumsal böbrek büyümesinin (konjenital hidronefroz) en yaygın sebebidir (Fotoğraf 1) Tüm yaş gruplarında görülebilir. Erkek çocuklarda kız çocuklara göre daha sık (2:1 oranında) görülür. Sol tarafta daha sıktır (%67). İki taraflı görülme oranı % 10-40’tır.
Foto 1: Okla işeretlenen bölge üreteropelbik bileşkedir
2. Sebebi nedir ? Kaça ayrılır ?
Üreteropelvik bileşke obstrüksiyonun temeldeki gerçek sebebi net değildir. Anne karnında böbrek ve idrar borucuğunun oluşması sırasında ortaya çıkan bir seri yapısal bozukluk olduğuna inanılmaktadır. Daralmanın şekline göre intrensek(içten), ekstrensek (dıştan) ve sekonder (sonradan) olmak üzere 3 grupta sınıflandırılır (Fotoğraf 2,3)
İntrensek UPB darlıkları yeni doğan döneminde en sık görülen sebeptir. Üreterde kasılamayan kısa bir kısım mevcuttur. Bu dar olan kısımdan idrar rahat geçemez ve böbreğin çanak kısmında birikerek böbreğin genişlemesine yol açar.
Foto 2: İnternsek UP darlığı
Ekstrensek UPB darlıkları böbreğin alt bölgesine giden bir damar üreteri böbrek ile kendi arasında sıkıştırır. Genellikle 5 yaş üstü çocuklarda ve erişkinlerde görülmektedir.
Foto 3 : Ekstrensek (Mavi şeritle kaldırılan damar ve altında UP altında üreteropelvik yapılar
Sekonder UPB darlıkları en sık Vezikoüreteral reflüsü olan hastalarda gözükür. Daha nair olarak , üreteropelvik bileşkede benin yada kötü huylu tümörler tümörler, kistler, taş (ileri yaş), böbrek ameliyatları sonrası görülebilirler.
3. Hastalık kendisini nasıl belli eder?
Yenidoğan bebekler hastalık olmasına rağmen sıkıntısız olabilirler. Yenidoğan bir bebeğin karnında tek ya da iki taraflı şişlik(kitle) var ise bu hastalık akla gelmelidir. Kanlı idrar hematüri), beslenme güçlükleri, düşmeyen yüksek ateşle hastalık kendini belli edebilir. Yüksek ateş idrar yolu iltihabı sonucu oluşur ve bu durum bu hastalığı olan bebeklerin %30’unda görülür. 5 yaş ve daha büyük çocuklarda aşırı sıvı alımı sonrasında aralıklı olarak ortaya çıkan böğür ağrıları yine bu hastalığın bir belirtisi olmaktadır. Nadirende olsa başağrısı, genel düşkünlük, kilo alamama gibi sıkıntılarla kendini belli eden tansiyon yüksekliği(hipertansiyon) bu hastalığı akla getirmelidir.
4. Ureteropelvik bileşke obstrüksiyonu hastalığı nasıl teşhis edilebilir?
Ultrasonografi en önemli teşhis aracıdır. Anne karnında (prenatal) ya da doğum sonrasında yapılan kontrollerde bebeğin böbrekleri, sidik kesesi (mesane ) mutlaka ultrasonografi ile değerlendirilmelidir. Genelde böbreğin idrar toplayan kanallarında (kaliks) ve çanak kısmında (pelvis) genişlemeler görülür (Fotoğraf 4,5). Doğum sonrası değerlendirmeler ilk 3 gün içinde sonrasında yapılmalıdır. Sebebi bu sürede bebeğin normale göre daha az idrar yapmasıdır.
Ultrasonla böbreğin çanak kısmının ön ve arka (Anteroposterior = AP) kısmının mesafesi (çapı ) ölçülür. Bu mesafenin boyutlarına göre çeşitli kararlar verilmektedir. Bu hastaların bir kısmında vezikoüreteral reflü görüldüğünden bunu ekarte etmek için işeme filmi çekilmelidir. Radyonüklid renografi yöntemi ayrıntılı böbrek fonksiyonları ve böbreklerin ayrı ayrı klirensini gösterdiğinden intravenöz ürografinin yerini almaktadır. Diüretik renografide, tubuler ekskresyonla atılan 99m Tc-MAG3 (4-6 hafta arası ) ve filtrasyonla atılan 99m Tc-DTPA (indirekt ölçüm) radyofarmokimyasallar kullanılır. Böbreğin etkilenme durumunu anlamak için nükleer tıp çalışmaları (DMSA;DTPA) yapılmalıdır. Manyetik rezonans (MR) görüntüleme, ilaçlı böbrek filmi (İVP) seçilmiş hastalarda böbreklar, üretrler ve sidik kesesini görüntülemek için kullanılabilir.
5. Bu hastalığın tedavisi nasıl yapılmaktadır?
Tedavideki amaç böbrek hasarını önlemektir. Yenidoğan bir bebekte böbrekte hasar yoksa, bebek rahatsa ameliyat yapılmadan izlenebilir. Hastaların takipleri genelde 3 aylık aralıklarla yapılır ve üreteropelvik bileşke obstrüksiyonu kendiliğinden düzelebilir. Teşhis anında böbrek hasarı olan ya da takipler sırasında sıkıntıları olan, idrar yolu iltihabı geçiren bebeklerde ameliyatla düzeltim (Piyeloplasti) yapılmalıdır. 5 yaşından büyük çocuklarda kendiliğinden düzelme olasılığı düşük olduğundan cerrahi düzeltim öncelikle tercih edilebilir.
Piyeloplasti sonrası takipte ultrasonografi öncelikle tercih edilir. USG ile cerrahi sonrası pelviektazinin derecesi, renal pelvis çapı, renal parankimal kalınlık düzeylerine bakılır. Karşı taraf böbrek aynı zamanda değerlendirilebilir. Persistan ya da artan pelviektazi, tekarlayan üriner enfeksiyon atakları, büyük çocuklarda ameliyat öncesi semptomların devam etmesi cerrahi başarısızlığa işaret etmekle beraber tekrar ameliyat edilme oranı %2–4 arasında değişmektedir.